"Birdenbire kapı açıldı ve içeriye serin bir hava cereyanı ile birlikte, çok güzel bir genç kız girdi. Badem biçimi koyu ela gözleri,mat bir teni vardı. Taşrada görülmeyen şık bir biçimde giyinmişti. Ve asıl önemlisi de, bu korkunç monotonluk içinde onun, yepyeni bir çehre olmasıydı. Fakat ne yazık ki güzel kız bize hiç bakmadı…."

Sabırsız Yürek (Almanca: Ungeduld des Herzens), Stefan Zweig'in 1939'da basılmış romanı. Roman, Zweig'in en uzun kurgusu olmuştur. 1946 yılında Maurice Elcey aynı başlıkla romanı bir filme uyarlamıştır. Ayrıca roman, Türkiye'de Acımak ismiyle de yayınlanmıştır.

Zweig, romanında tema olarak merhamet duygusunun tehlikesini vurgulamıştır. Merhamet gösterilen kişinin bir süre sonra amansız isteklerine boyun eğmenin ne kadar tehlikeli olabileceği, acıma duygusunun tarafları nasıl yıkıma sürükleyeceği konu edinilmiştir.

Konu

Anton Hofmiller, Avusturya-Macaristan krallığının bir subayı olup Macaristan' da küçük bir kasabada görev yapmaya başlar. Bir gün arkadaşının aracılığıyla kasabanın zenginlerinden olan Herr Layos Von Kekesfalva'nın evine konuk olur. Orada Kekesfalva'nın kızı Edith ve yeğeni İlona ile tanışır. İlk kez görme fırsatı bulduğu bu lüks yaşam hoşuna gider. Derken evin kızı Edith'i dansa kaldırmak ister ancak o ağlamaya başlayınca büyük bir hata yaptığını anlar çünkü Edith felçlidir. Bu duygularla evden ayrılır ertesi gün eve çiçek gönderir. Böylelikle her gün Edith ve İlona'yı ziyaret etmeye başlar ve tabi acıma duygusu da günden güne artar. Edith de günden güne Hofmiller'a aşık olur.

Günler böyle geçerken Kekesfalva, Hofmiller'a Edith'in doktoruna onun iyileşme durumunun olup olmadığını sormasını ister. Ancak dr. Condor iyileşmesinin çok zor olduğunu ancak dünyada olmayacak hiçbir şeyin olmadığını sadece zamanın imkanlarının yetersiz olduğunu anlatır ve göstermelik olarak başka bir ülkede bir iyileşme fırsatı olduğunu söyler. Hofmiller, böylelikle günden güne yalanlarla onlara bunu aşılamaya çalışır. Derken Edith ona aşkını ilan eder fakat o hiçbir şey hissetmemekle birlikte ona çokça acımaktadır. Böylelikle parmağında nişan yüzüğü bulur. Ancak Hofmiller, daha fazla dayanamayacağını düşünerek intihar etmeye kalkışır, onu komutanı durdurur ve onu buralardan uzaklaşması için ikna eder. Trene binmeden önce acıma duygusu onu tekrar tutar ve Dr. Condor'a olanları anlatmak için yanına gider. Fakat onu yerinde bulamayıp mektup bırakır ve Edith'in onu affedeceği takdirde onunla nişanlı kalacağı ve ona bağlı kalacağını yazar. Ancak mektup ne Condor'un ne de Edith'in eline geçmez. Ve sonunda Edith evinin çatısından atlayarak intihar eder. Edith'in intihar ettiği gün savaş başlar ve Hofmiller vicdan azabıyla savaşa katılır. Savaşta ne kadar kahramanlık gösterse de vicdan azabı onu asla bırakmaz.